SORU:
Kadınlar Kur’an okuyacakları zaman başlarını örtmek zorundalar mı? Yani Kur’an-ı Kerim başı açık olarak okunur mu?
Tarih: 22 Ocak 2015Kadınlar Kur’an okuyacakları zaman başlarını örtmek zorundalar mı? Yani Kur’an-ı Kerim başı açık olarak okunur mu?
Tarih: 22 Ocak 2015Hayır, gerekmez! Müslüman bir kadın kendisine dinen yabancı olan erkeklerin yanında ve bir de namaz kılacağı zaman başını örter. Kadınların arasında veya evde kocasının, çocuklarının, babasının, kayınpederinin, erkek kardeşlerinin ve yeğenlerinin yanında başını örtmek zorunda değildir.
Allah Teâlâ Nûr Suresinin 31. ayetinde şöyle buyurmuştur:
“Mümin kadınlara söyle, gözlerini sakınsınlar; edep yerlerini ve çevresini örtsünler. Görünen kısım dışındaki süslerini açmasınlar. Başörtülerini yakaları üstüne kadar indirsinler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları, elleri altında bulunan esirler, ele bakar hale gelmiş ve erkekliği kalmamış kimselerle kadınların edep yerlerinin farkına varamamış çocuklar dışında hiç kimseye süslerini açmasınlar…” (Nûr, 24/31)
Kur’an okunacağı zaman ne yapılması gerektiği ile alakalı olarak ise Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Kur’an okuyacağın zaman; taşlanmış şeytandan Allah’a sığın.” (Nahl, 16/98)
Bu ayete göre kadın olsun erkek olsun Kur’an okumak isteyen her Müslümanın yapması gereken tek şey, şeytandan Allah’a sığınmaktır. Bunun dışında herhangi bir emir bulunmamaktadır. Dolayısıyla Kur’an okurken kadınların başları açık olabilir. O esnada başı örtmeyi emir veya tavsiye eden herhangi bir ayet veya hadis yoktur.
Kadınlar Kur’an okurken tilavet secdesine rast gelirlerse o secdeyi de başları açık yapabilirler. Bunda da bir sakınca olmaz. Çünkü tilavet secdesi namaz hükmünde değildir, başı açık bir şekilde yapılabilir. Nitekim ilmi araştırmalar ve fetva kurumu el-Lecnetü’d-Dâime de bu yönde fetva vermiştir.[1]
KAYNAK: Yahya Şenol, “Fetvalar”, Kitap ve Hikmet Dergisi, Ocak-Mart 2015, Yıl: 2, Sayı: 8, s. 54-55.
[1] Bkz: Heyet, el-Lecnetü’d-Dâime, c: 7, s: 263, fetva no: 13376.
Etiketler: