SORU:
Murdar olarak ölmüş bir hayvanın yenilebilecek herhangi bir yeri var mıdır?
Tarih: 04 Haziran 2011Murdar olarak ölmüş bir hayvanın yenilebilecek herhangi bir yeri var mıdır?
Tarih: 04 Haziran 2011Kesilmeden ölmüş olan hayvanın (meyte) hiçbir yerinin yenilmesi caiz değildir. Bu, “meyte size haram kılınmıştır” ifadesi ile dört ayette kesin olarak yasaklanmıştır. (Bkz.: Bakara, 2/173; Maide, 5/3; En’âm, 6/145; Nahl, 16/115)
Fakat meytenin derisinin tabaklanarak kullanılması caizdir.
Hz. Peygamberin hanımlarından Meymûne validemizin azatlı cariyesine, toplanan zekâttan bir koyun verilmişti. Bir gün koyun ölmüş, Hz. Peygamber de bunu görmüş ve oradakilere: “Onun derisinden faydalansaydınız ya!” demişti. Oradakiler: “Ama o meytedir.” diye cevap verince, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Onun yalnızca yenilmesi haram kılınmıştır.”[1] buyurarak meytenin derisinden faydalanılabileceğini ifade etmiştir.
Hadis, değişik varyantlarda “derisini tabaklayıp kullansaydınız ya” şeklinde gelmiş ve sahabenin de o hayvanın derisini tabaklayıp kullandıkları belirtilmiştir.[2]
Yine Peygamberimizin hanımlarından biri olan Sevde validemizden gelen bir rivâyet şöyledir:
“Bizim bir koyunumuz öldü, onun derisini tabakladık. Sonra eskiyinceye kadar içinde nebîz (hurma veya üzümden yapılan bir çeşit içecek) yapmaya devam ettik.”[3]
Fıkıh mezhepleri, meyte’nin haramlığını bildiren ayetten ve derisinden yararlanmayı tavsiye eden yukarıdaki hadislerden yola çıkarak, bunlar hakkında farklı görüşlere varmışlardır.
Şafiî mezhebinin yaygın olan görüşüne göre, bir hayvan öldüğü andan itibaren onun yünü, kılı, tüyü ve kemiği necis olur. Dolayısıyla bunlardan yararlanmak caiz değildir.
Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre, meyte’nin etinden yararlanmak caiz olmadığı gibi kemiğinden yararlanmak da caiz değildir. Fakat kemiğinin aksine yünü, kılı ve tüyü ise temizdir; kullanılabilir.
Hanefî mezhebine göre ise meyte’nin kemiğinden, kılından ve yününden yararlanmakta herhangi bir sakınca yoktur. Ayet ve hadislere uygun olması açısından bize göre de doğru olan görüş budur.
[1] Buhârî, Zekât, 61; Müslim, Hayz, 100, 101, Zebâih, 30; Ebû Dâvûd, Libâs, 38, 39; Nesâî, Fer’, 4, 5; Muvatta, Sayd, 16; Ahmed b. Hanbel, 1/262, 265, 314.
[2] Müslim, Hayz, 100, 102, 104; Ebû Dâvûd, Libâs, 38; Nesâî, Fer’, 5; Ahmed b. Hanbel, 4/329, 334, 336.
[3] Buhârî, Eymân, 21; Nesâî, Fer’, 4; Ahmed b. Hanbel, 6/429.
Etiketler: