SORU:
İslam dini icra yoluyla el konulan malların satışı hakkında ne diyor? Bununla ilgili içtihatlar var mıdır?
Tarih: 05 Ağustos 2009İslam dini icra yoluyla el konulan malların satışı hakkında ne diyor? Bununla ilgili içtihatlar var mıdır?
Tarih: 05 Ağustos 2009İslam hukukçularının çoğunluğu borçluların mallarına haciz konup satılmasını caiz görürler. Bu şekilde satılan malı almak da helaldir. Bu hükme varırken en önemli hukukî dayanak, Peygamberimizin Muâz b. Cebel’in iflâsına karar vererek mallarına haciz koyup sattırması ve satıştan elde edilen parayı alacaklılara dağıtmasıdır. (Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, c: 5, s: 275-276; ayrıca bkz: Müslim, Müsâkât, 18) Hz. Ömer de Üseyfi’ el-Cühenî adında bir kişinin mallarına haciz koyup sattırmış ve elde edilen paraları alacaklılara dağıttırmıştır. (Serahsi, el-Mebsût, c: 24, s: 164)
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “Ödeme gücü bulunan bir kimsenin borcunu ifa etmeyip geciktirmesi onun cezalandırılmasını ve kınanmasını helâl kılar.” (Buhari, İstikraz, 14)
İbrahim en-Nehai, İbn Sirin, Zeyd b. Ali, Ebu Hanife, İmam Züfer gibi âlimlere göre borçlu hacredilemez ve malı haciz konularak satılamaz. Çünkü haciz, borçlunun mallarının onun rızası olmadan satılması demektir. Mal sahibinin rızası bulunmayan akid ise sahih değildir. Bu âlimlere göre uygulanacak ceza, borçluyu borcunu ödeyinceye kadar hapsetmektir. Ebu Hanife, haciz yoluyla satışın caiz olmadığı yolundaki hükmüne varırken özellikle “Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna mallarınızı batıl yollarla aranızda yemeyin.” (Nisa, 4/29) mealindeki ayetle “Müslüman kişinin malı ancak gönlünün rızası ile helal olur.” (Darekutni, III, 26) mealindeki hadisi gösterir.
Ancak Ebû Hanîfe, borçlunun malına haciz konulup cebrî icra yoluyla satılmasını kural olarak caiz görmemekle birlikte bazı durumlarda borçlunun malının cebren alınarak alacaklıya verilebileceğini kabul etmiştir. Şöyle ki: Alacağın cinsiyle borçlunun malının cinsi aynı ise, meselâ alacak altın ise borçlunun da altını varsa borçlunun borcu cebren ödetilir. Hatta Ebû Hanîfe, para alacaklıları için istihsânen ikinci bir çözüm şeklini de kabul etmiştir. Buna göre meselâ borçlunun borcu altın ve malı da gümüşse hâkim borçlunun gümüşünü satarak altın alır ve bu altını alacaklıya verir. (Fahrettin Atar, “Haciz”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, c: 14, s: 518-519)
Haczedilen malların satışının caiz olması, onların satın alınmasının da caiz olmasını gerektirir.
Etiketler: