SORU:
Yaklaşık iki yıldır tüp bebek yöntemi ile bebek sahibi olmak için uğraşıyorum. Her başarısızlıkta kalbim sıkışıyor. Olmayan bir deneme sonrası “dua ettim olmadı, bu sefer de etmeyeceğim” diyebiliyorum. “Herkesin evladı hayırlı da benimki mi hayırsız, niye bana vermiyorsun?” diyebiliyorum. Bunun çok yanlış olduğunu biliyorum. Allah yazmadıysa olmayacağını biliyorum ama bu düşüncelerimi de engelleyemiyorum. İçimde umut ışığı kalmadı, umutsuzluk günah, bunu da biliyorum. Ancak nasıl teslim olmak lazım bilmiyorum. Bununla başa çıkamıyorum. Ne yapmam lazım? Ne tavsiye edersiniz?
Tarih: 09 Ekim 2010
CEVAP:
Dünya imtihan dünyasıdır. Dolayısıyla şartları biz değil; bizleri de yaratan Allah Teâlâ belirlemektedir. Rızkı veren Allah olduğu gibi çocuk veren de Allah’tır. Allah kiminin önüne geniş imkânlar açarken, kimini zorluklarla karşı karşıya koyar. Kimine çocuk verirken kimini de çocuksuz bırakır. Tüm bunlar O’nun emri ile meydana gelmektedir. Allah şöyle buyurmaktadır:
“Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Verdiği emre göre yaratır. Kız olmasını emrettiğine kız, erkek olmasını emrettiğine erkek çocuklar bahşeder.
Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Kısır olmasını emrettiğini de kısır kılar. Bilen ve ölçüyü koyan odur.” (Şûra, 42/49-50)
Demek ki o, sizinle ilgili ölçüyü böyle koymuştur. İsteseniz de istemeseniz de bu ölçü uygulanır. Ona isteyerek boyun eğerseniz hem huzurlu olursunuz hem de Allah katında değeriniz olur.
Allah’ın sizin için nihai olarak hangi ölçüyü koyduğunu bilemeyeceğimiz için gayretlerinize devam edebilirsiniz. Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâlâ bize öyle iki olay anlatmaktadır ki bu O’ndan asla ümit kesilmemesi gerektiğini göstermektedir. Bu olayların neler olduğunu bizzat kendiniz okumanız için sadece ayet numaralarını vermekle yetiniyoruz: Al-i İmran 3/38-41, Meryem 19/1-11; Hûd 11/69-73, Hicr 15/51-56.