SORU:
Gerdek sırasında eşinin kızlık zarının olmadığını veya yırtık olduğunu gören bir koca, buna dayanarak evlilik sözleşmesinin feshini isteyebilir mi?
Tarih: 10 Ağustos 2009Gerdek sırasında eşinin kızlık zarının olmadığını veya yırtık olduğunu gören bir koca, buna dayanarak evlilik sözleşmesinin feshini isteyebilir mi?
Tarih: 10 Ağustos 2009Hayır isteyemez. Kadının cinsel organında, ilişkiye engel olacak şekilde kemik veya et parçası bulunması yahut ön ile arka arasındaki perdenin yırtık olması gibi şeyler kadın için bir sorun sayılır. Erkek böyle bir şikayetle mahkemeye başvurduğu taktirde belli bir usûl içinde yürütülecek yargı sonunda nikah akdinin feshine karar verilebilir. Kızlık zarının olmaması bu sorunlardan değildir. Kızlık zarının yokluğu sebep gösterilerek nikahın feshi talep edilemez.
Bâkirelik her ne kadar çok önemli ise de kızlık zarı, sıçramak, düşmek, yüksekçe bir yerden atlamak gibi sebeplerle yırtılmış olabilir. Aksi sabit oluncaya kadar bir kişinin suçsuz sayılması, vazgeçilmez bir prensip olduğundan kızlık zarının böyle bir sebeple yırtıldığı varsayılarak değerlendirmenin kadının lehinde yapılması gerekir. Kızlık zarının neden yırtıldığını ne kadının eşi, ne mahkeme, ne de bir başkası sorabilir. Kimseye böyle bir hak tanınmamıştır.
Bâkire olması şartıyla bir miktar mehir verilerek evlenilen kadının kızlık zarının yırtık olduğu, kocasıyla ilişki esnasında ortaya çıksa mehirden bir eksiltme de yapılmaz. (Ömer Nasuhi BİLMEN, Hukukı İslamiyye ve Istılahatı Fıkhiyye Kâmusu, İst. 1985,II, 141.)
Bekâret kontrolü ancak şöyle olabilir: Kadın, eşinin kendisiyle cinsel ilişkiye giremediğini iddia ederek ayrılma talebiyle mahkemeye baş vurursa hakim bakar; eğer erkek, tedavi edilebilir bir durumda ise tedavi için bir yıl süre tanır ve tedavi olmasını tenbih eder. Bu süre sonunda kadın eşinin halâ kendi ile ilişkiye giremediğini iddia eder de erkek bu iddiayı reddederse bakılır; eğer kadın bakire ise bekaret kontrolü yapılabilir. Bu kontrol, kadının talebiyle boşanma kararı verebilmek içindir. (Ö. N. BİLMEN, Hukukı İslamiyye ve Istılahatı Fıkhiyye Kâmusu, c. II, s. 351.)
Etiketler: