Boşanmalarda şahit getirilmesi ile alakalı şöyle bir yorum var: “Talak Suresi ikinci ayette gelen işhâd (şahit getirmek) emrinin birinci ayetin başındaki talak emrine (onları iddetleri içinde boşayın) hamledilmesi zahiren pek mümkün görünmemektedir. Bunun yerine firkat kelimesi ile talak süreci bitiminin kastedildiğini kabul etmek ve şahitliği o an için gerekli saymak daha tutarlıdır.” Bu yorum hakkındaki düşünceniz nedir?
Tarih: 11 Nisan 2011
CEVAP:
İlgili bütün ayetleri, birlikte değerlendirmeden, aradaki ilişkiyi sağlıklı bir şekilde kurmadan hüküm vermeye kalkışmak yanlıştır. Allah Teâlâ kimseye böyle bir yetki vermemiştir. İlgili ayetlerden ikisi şöyledir:
“Elif, Lâm, Râ. Bu, ayetleri hakîm ve habîr olan Allah tarafından muhkem kılınmış ve de açıklanmış bir kitaptır. Böyle olması Allah’tan başkasına kulluk etmemeniz içindir. (De ki:) Ben de O’nun tarafından size uyarı yapan ve müjde veren biriyim” (Hûd, 11/1-2)
Konu ile ilgili ayetleri bir arada değerlendirince talak konusunda bazı şartlar ve görevlerin olduğu, şahitsiz bunların yerine getirilemeyeceği görülür. Buna göre;
a. Talak sırasında kadının adetli olmadığının ve o temizlik döneminde eşlerin ilişkiye girmediğinin tespiti gerekir. Bu da ancak tarafların şahitler huzurunda beyanı ile olur.
b. Müslümanlar, ayrılmak üzere olduğunu duydukları çiftlerin arasını bulması için hakem göndermek zorundadırlar. Bu da durumun bilinmesini gerektirir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Karı kocanın arasının açılmasından havf ederseniz, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin; düzelmek isterlerse, Allah aralarını buldurur. Allah bilir ve işin iç yüzünden haberdardır.” (Nisa 4/35)
Havf; zanna veya bilgiye dayalı bir emareden dolayı kötü beklenti içinde olmaktır. Böyle bir bilgi ancak olayı bilenlerin beyanı ile ortaya çıkar. Bunu bilebilecek olanlar da şahitlerdir.