FETVALAR

SORU:

İsa aleyhisselamın kıyamete yakın bir zamanda tekrar dünyaya ineceği söِyleniyor. Hz İsa gِökten mi inecek yoksa onun ruhu yeryüzünde bir insanda mı‎ belirecek?

Tarih: 13 Ağustos 2009

CEVAP:

Kur’an-ı Kerim’e göre İsa aleyhisselam canlı değildir, Allah onu vefat ettirmiştir:

“Bir gün Allah şöyle dedi: Ey İsa! Seni vefat ettireceğim ve katıma yükselteceğim. Kafirlik eden şu insanlardan (onların iftiralarından) seni arındıracağım…” (Âl-i İmrân 3/55 )

“ (İsa der ki:) Onlara sadece senin bana emrettiğini söyledim: ‘Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin!’ dedim. Aralarında bulunduğum sürece onlara şahittim (o zaman bunu diyen yoktu). Ne zaman ki beni vefat ettirdin, onları görüp gözeten sadece sen kaldın. Her şeye şahit olan sensin.” (Mâide 5/117)

Kur’an’da Allah, Hz. İsa’yı Yahudilerin elinden kurtardığını bildirmiştir. Çünkü onlar onu çarmıha germek istiyorlardı. İlgili ayetler şöyledir:

“(Yahudiler) ‘Biz, Allah’ın elçisi Meryemoğlu İsa Mesih’i öldürdük.’ demeleri yüzünden de (cezalandırıldılar). Halbuki onu ne öldürdüler ne de astılar; ama  onlara öyle gösterildi. Bu konuda ihtilaf edenler tam bir ikilem içindedir. Onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur; sadece varsayımlarının peşinden giderler. Onu öldürdüklerine dair kesin bir kanaatleri yoktur. Aslında Allah, onu kendine yükseltmiştir. Allah daima üstün olan ve bütün kararları doğru olandır.” (Nisa 4/157-158)

İslam alimlerinin bir çoğu bu ayetteki “Allah onu kendine yükseltmiştir” ifadesine bakarak İsa aleyhisselamın ölmediğini ileri sürmüşlerdir. Onlara göre Allah, onu kudretiyle manevi semalardaki hususi mevkiine kaldırmış, kıyametten önce tekrar dünyaya gönderecektir. Halbuki yukarıda verilen ilk iki ayette Allah, Hz. İsa’nın öldüğünü açık bir şekilde bildirmiştir. Ayrıca ilk ayette “seni katıma yükselteceğim” ifadesi, “seni vefat ettireceğim” ifadesinden sonra geçmektedir: “Seni vefat ettireceğim ve katıma yükselteceğim.”

Bu ayetten anlaşıldığı gibi Allah, eceli gelince İsa aleyhisselamı vefat ettirmiş ve onun ruhunu kendi katına almıştır.

İsa aleyhisselamın kıyametten önce tekrar dünyaya geleceğini bildiren bazı hadisler bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi şöyledir:

“Ruhum yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, Meryemin oğlu İsa, adil bir hakem olarak aranıza inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, İslamdan başka şeyi kabul etmeyecektir. Mal o kadar çok olacak ki, kimse dönüp de bakmayacaktır. Fakat bir secde, dünya ve dünyadaki her şeyden daha hayırlı olacaktır.” (Buhârî, Enbiyâ, 50; Müslim, İman, 71; Tirmizî, Fiten, 54)

Bu ve bunun gibi hadisler incelendiğinde hepsinin ana teması şudur: İsa ve Mehdi gelecek, sıkıntı ve buhran içinde bocalayan müslümanları kurtaracaktır. Hatta başka bir hadiste: “Su kabı su ile dolduğu gibi, yeryüzü barışla dolacaktır. Din birliği de olacak, artık Allah’tan başkasına tapılmayacaktır.” (İbni Mâce, Fiten, 33) idafesi geçmektedir.

Dikkat edilirse İsa aleyhisselamın dünyaya tekrar geldiğinde yapacağı söylenen domuzu öldürme, haçı kırma, gayrimüslimlerden alınan cizyeyi kaldırma, herkesi müslüman yapma gibi şeylerin tek bir örneği dahi Kur’an’da yoktur. Ayrıca Allah’ın hiçbir elçisinin insanları zorla müslüman yapma görevi yoktur. Onların görevi sadece tebliğdir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Bu dinde hiçbir zorlama olamaz; doğrular, yanlış kurgulardan kesin olarak ayrılıp ortaya çıkmıştır. Artık kim tağutları /haddini aşanları tanımaz da Allah’a inanıp güvenirse en sağlam kulpa yapışmış olur. Allah daima dinleyen ve bilendir.” (Bakara 2/256)

“Resûle düşen, sadece tebliğdir…” (Mâide 5/99)

“Onların yüz çevirmeleri sana ağır mı geliyor! Öyleyse haydi gücün yetiyorsa yer altına inen bir delik veya göğe doğru bir merdiven bul da onlara bir mucize getir! Tercihi (insanlara bırakmayıp) Allah yapsaydı elbette onları doğru yolda toplardı. O halde sakın cahillik edenlerden olma!” (En’am 6/35)

Tercihi (size bırakmayıp da) Rabbin yapsaydı yeryüzünde olanların tamamı, kesinlikle inanırdı. Durum böyleyken, mümin olsunlar diye bu insanları sen mi zorlayacaksın? (Yunus 10/99)

“De ki: Bu gerçek /Kur’an Rabbinizdendir. Artık isteyen inansın, isteyen kâfirlik etsin…” (Kehf 18/29)

Biz onların neler söylediklerini iyi biliriz. Sen onlara zorbalık edecek değilsin. Öyleyse tehdidimden korkanları Kur’an ile bilgilendir.” (Kâf 50/45)

Öyleyse sen doğru bilgi ver /Kur’an’ı anlat! Sen sadece doğru bilgi vermekle görevlisin. Sen onları zorla hizaya getirecek değilsin!” (Ğaşiye 88/21-22)  

Birçok İslam alimi, bu hadislerin sadece Kütüb-i Sitte (meşhur altı hadis kitabı)’de yer almalarını yeterli görmüşlerdir. Bu eserlerin müelliflerinin (Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Nesâî, Tirmizî, İbn Mâce) otoriteleri, bu rivayetlerin eleştirilmesinin önünde doğal bir engel oluşturmuştur.

Bu tür hadislerin senedleri sahih olsa bile, bu iddialar metin yönünden Kur’an ile uyuşmamaktadır. Çünkü Allah, Kur’an-ı Kerim’de elçilerinin birer müjdeliyici ve uyarıcı olduklarını bildirmektedir:

“Biz elçileri, sadece birer müjdeci ve uyarıcı olsunlar diye göndeririz. Kim inanıp güvenir ve kendini düzeltirse onların üzerinde ne bir korku olur ne de onlar üzülürler.” (En’âm 6/48)

Sen sadece bir uyarıcısın. Biz seni, bu gerçekle (Kur’an ile) müjdeleyen ve uyaran bir elçi olarak gönderdik. Hiç bir toplum yoktur ki aralarında uyarıcılık yapan biri gelip geçmiş olmasın. (Fâtır 35/23-24)

Yüz çevirirlerse (bil ki) seni onlara bekçi olarak göndermedik. Sana düşen sadece tebliğdir /ayetleri bildirmektir...” (Şûrâ 42/48)

İsa aleyhisselamın kıyametten önce geleceğine inanmak, bir inanç konusu yapılmıştır. Halbuki bunu iddia eden alimler, âhâd haberle (mütevatir derecesine ulaşmayan haber) inanç belirlenemeyeceğini söylerler. Hz. İsa’nın geleceğini bildiren hadisler âhâd haberlerdir.

Sonuç olarak müslümanların “nasıl olsa İsa gelecek, dünyayı kurtaracak” şeklinde bir beklentiye son vermeleri ve var güçleri ile İslam için çalışmaları gerekmektedir. Çünkü, Allah Teâlâ şöyle buyurur:

Bir toplum kendinde olanı değiştirmedikçe Allah da o toplumda olanı değiştirmez… (Ra’d 13/11)

“İnsanın çalışmasından başkası kendinin değildir.” (Necm 53/39)

Lütfen aşağıdaki bağlantıyı da tıklayın:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/maide-117-ayet-varken-hz-isanin-tekrar-gelecegi-soylenebilir-mi.html


Etiketler: