SORU:
Âl-i İmrân suresinin 100. ayetinde kitap verilenlerden “(herhangi) bir gruba” uymamamız gerektiği buyuruluyor. Bu ayetin Müslümanlardan da olsa her türden mezhebe, cemaate, tarikata uymayı; yani taklitçiliği tümden yasakladığı söylenebilir mi?
Tarih: 08 Nisan 2011
CEVAP:
Âl-i İmrân Suresinin 100. ayeti mealen şöyledir:
“Müminler! Kendilerine kitap verilenlerin bir kesimine uyarsanız, inanmanızdan sonra sizi evirip çevirir, Allah’ı görmezlikten gelecek hale sokarlar.”
Bu ayet Yahudi ve Hristiyanlarla ilgilidir.
Sizin bahsettiğiniz konuyla ilgili ayet ise şöyledir:
“Dinlerini bölük bölük edip her biri bir kişinin taraftarı olmuş olanlar var ya, sen hiçbir konuda onlardan olamazsın. Onların işi Allah’a kalmıştır. Daha sonra Allah, onların yaptıklarını kendilerine bildirecektir.” (En’âm, 6/159)
Allah bize Müslüman adını vermiştir; bu addan başkası uygun değildir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Allah uğrunda gerektiği gibi savaşın. Sizi seçkin kılan odur. Din işinde size hiçbir güçlük göstermemiştir. Atanız İbrahim’in tuttuğu yolu tutun. Elçisi size örnek olsun, siz de başkalarına örnek olasınız diye size bundan önce de bu Kur’ân’da “Müslüman” adını o verdi. Öyleyse namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı sarılın. O sizin koruyucunuzdur. Ne güzel koruyucudur, ne güzel yardımcıdır o.” (Hac, 22/78)