SORU:
Atıcılıkla ilgili olarak okuduğum bir hadis dikkatimi çekti. Sahih olup olmadığını öğrenmek istiyorum. Hadis şöyle: "Atıcılığı öğrenip de sonradan terk eden bizden değildir." (Müslim, İmâret, 169; Ebû Dâvûd, Cihâd, 23). Bu hadisi nasıl anlamamız gerekiyor?
Tarih: 13 Ağustos 2009
CEVAP:
Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de Müslümanlara, düşmanlarına karşı her daim hazırlıklı bulunmalarını emretmiş ve şöyle buyurmuştur:
“Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın. Onunla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah’ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.” (Enfâl, 8/60)
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu ayette geçen “kuvvet” kelimesini atmak, atıcılık olarak tefsir etmiştir. (Müslim, İmâret, 167 (1917)
Bu ve benzeri hadisler atıcılığın faziletine ve cihad niyetiyle silah kullanmaya, atıcılığın her çeşidini öğrenmeye teşvik etmektedir. Binaenaleyh bugünkü modern silâhların her çeşidini öğrenmek hatta uçak ve motorlu vasıtaları kullanmak bu hükme dâhildir. Ata binmek ve harbe yarayacak yüzücülük, nişancılık ve güreş nevileri gibi spor faaliyetleri de böyledir. (Ahmed Davudoğlu, Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, İmaret, 1917. hadisin şerhi)
Bahsettiğiniz hadisi, yukarıdaki ayet ile birlikte düşündüğümüzde Peygamberimizin Müslümanları düşmana karşı daima uyanık ve hazır tutmak istediği anlaşılır.
Hadisin tamamı şöyledir:
Bize Muhammed b. Rumh b. Muhacir rivayet etti. (Dedi ki) Bize Leys, Haris b. Ya’kub’dan o da Abdurrahman b. Şumase’den naklen haber verdi ki Fukeym-i Lahmî, Ukbe b. Amir’e:
– Şu iki hedef arasında gidip geliyorsun. Hâlbuki sen yaşlısın bu sana zor gelir demiş. Ukbe:
– Resûlüllah sallallâhu aleyhi ve sellem’den işittiğim bir söz olmasaydı ben buna katlanmazdım. Cevabını vermiş. Haris diyor ki; Bunun üzerine ben İbn Şumase’ye :
– Ne o? diye sordum.
– Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem): «Her kim atıcılığı öğrenir de sonra terk ederse bizden değildir. Yahut muhakkak isyan etmiştir» buyurdu dedi.” (Müslim, İmâret, 169 (1919)
Bu hadisi şerh edenler, atıcılığı öğrendikten sonra ihmal ederek unutmanın şiddetle mekruh olduğuna delalet ettiğini söylemektedirler. (Bkz: Davudoğlu, Müslim Şerhi)
Hadiste geçen “bizden değildir” cümlesi dinden çıkmak anlamında değil; “o bizim yolumuzda değildir”, “bizim emrimizle amel etmiş sayılmaz” manalarına gelir. Yani bu işleri terk eden, unutan, Allah’ın sürekli olarak uyanık olma emrini tutmamış olur manasına gelir.
Görüldüğü gibi hadisler ayetlerle birlikte anlaşıldığında tam bir bütünlük arz etmektedir.