FETVALAR

SORU:

Kur'an-ı Kerim'de sık sık mallarınızı infak edin emri geçiyor. İnfak emrinin hikmeti ne olabilir? Bununla ilgili bilgi verebilir misiniz?

Tarih: 24 Ağustos 2009

CEVAP:

İnsanın fıtratında cimrilik vardır. Bu sebeple olmalı ki, Kur’an’da servet biriktirme ile ilgili bir emir yoktur, bütün emirler infaka yöneliktir. Arapça’da tünele nafak (النفق) denir. İnfak, bir şeyi tünelden geçirmektir. Damarlar tünel gibidir. Kan, onlar vasıtasıyla nasıl vücudu dolaşırsa, gelir ve servet de infak yoluyla her yeri dolaşır. İnfak, harcama demektir. Allah rızası için infak ise zayıf kesime hibe şeklinde yapılan harcamadır, bu sebeple etkisi büyük olur. Allah Teâlâ bu etkiyi şöyle örneklendirir:

“Mallarını Allah yolunda harcayanların yaptıkları iş, toprağa bir buğday tanesi atmaya benzer. O tane yedi başak bitirmiştir. Her başakta yüz tane vardır. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah’ın imkânları geniştir, her şeyi bilir.” (Bakara 2/261)

Ayet, Allah yolunda infakın çarpan etkisi olduğunu gösteriyor. Fakir, aldığı parayı hemen harcar. Mesela bakkala olan borcunu verir. Bakkal o parayı toptancıya, toptancı işçisine verir. İşçi de ihtiyaçları için harcar… Böylece zincir uzar gider. Verilen bir lira, bir süre sonra yedi yüz liralık hatta daha çok iş görmüş ve kendi çapında bir hareket başlatmış olur. Bu hareketlenmenin faydası, infakı yapan kişiye kadar ulaşır. O yardımı yapan, bu hareketlenmeye sebep olduğu için bunların sevabını da alır.

Cimrilik kötüdür. İnsan ne kadar zengin olursa olsun, onun az bir kısmını tüketebilir. Başkalarının istifadesine sunulmayan mal, zayi olur. Aklını kullanan insan, cimriliği kötü görür. Harcanmayan paranın da kimseye faydası olmaz. Para, mal ve hizmet akışını sağladığı için ekonominin ana direğidir. İhtiyaçlar onun aracılığı ile karşılanır. O, vücuttaki kan gibidir, sürekli dolaşımda olmalıdır. Fakirlere yapılan harcama da kılcal damarlara kan pompalanmasına benzer. Bu olmazsa ülke felç olmaya başlar. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Mallarınız ve evlatlarınız sadece sınanmanız içindir. Allah’a gelince, büyük ödül, onun yanındadır.

Onun için gücünüzün yettiği kadar Allah’tan sakının. Dinleyin; itaat edin, infak edin ve kendiniz için hayır yapın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa onlar umduklarını bulurlar.

Allah’a güzel bir ödünç verirseniz o, onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar, Allah iyiliği karşılıksız bırakmaz ve yumuşak davranır.” (Teğabun 64/15-16-17)

Mallarını Allah yolunda harcayanlar, sonra yaptıkları iyiliği başa kakmayan ve incitmeyenler; onlara Rableri katında ödül vardır. Üzerlerinde ne bir korku olur, ne de üzülürler.

Bir tatlı dil, bir bağışlama, incitme ile sonuçlanan yardımdan iyidir. Allah zengindir, acelesi yoktur.

Ey inananlar! Yaptığınız yardımları, başa kakarak ve inciterek değersiz hale getirmeyin. İnsanlara gösteriş olsun diye malını harcayan, ama Allah‘a ve Ahiret gününe inanmayan kişi gibi olmayın. Onun durumu, üzerinde biraz toprak bulunan kayaya benzer. Şiddetli bir yağmur yağar ve onu çıplak bırakır. İstedikleri bir tek şeyi bile elde edemezler. Allah nankörler takımını yola getirmez.

Allah‘ın rızasını kazanmak ve kendilerini sağlama almak için mallarını harcayanların durumu tepe üstüne kurulu bahçeye benzer. Bol yağmur yağarsa iki kat ürün verir. Yağmur yağmazsa çisenti olur. Allah yaptığınız her şeyi görür.

Hanginiz ister ki, hurması ve üzümü olan ve içinden sular akan bir bahçesi olsun, orada her türlü meyve bulunsun; ihtiyarlık gelip çatmış, çocukları da güçsüz olsun. Sonra orayı ateşli bir kasırga vursun da bahçe yanıp kavrulsun… İşte böyle. Allah o âyetleri size iyice açıklar[1]. Belki düşünürsünüz.

Müminler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve sizin için yerden çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Kötü kısmını vermeye kalkmayın; siz olsanız almazsınız; göz yumarsanız başka. Bilin ki, Allah zengindir, ne yaparsa, güzelini yapar.

Şeytan sizi yoksul düşmekle tehdit eder. Sizden çirkin şeyler ister. Allah ise suçunuzu bağışlama ve ikramda bulunma sözü verir. Allah’ın imkanları geniştir, her şeyi bilir.” (Bakara 2/262-268)


Etiketler: