SORU:
Bakara Suresi 61. ayette şöyle buyuruluyor: “... Daha değerli olanı daha değersiz olanla değiştiniz...” Ve burada mercimek, soğan vb. bazı yiyecekler zikrediliyor. İki çeşit yiyecek varken yiyecek sayısı artıyor... Şimdi bu ayete göre soğan, sarımsak gibi yiyecekler diğer yiyeceklere göre daha mı değersiz oluyor?
Tarih: 23 Mayıs 2011
CEVAP:
Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Bir ara şöyle demiştiniz: “Musa! Biz tek çeşit yemeğe katlanamayız. Haydi, bizim için Rabbine yalvar, bize yerde yetişen şeylerden çıkarsın; sebzesinden, hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden ve soğanından…” O da şöyle demişti: “Yani üstün olanı daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? İnin bir şehre, orada istediğiniz her şeyi bulursunuz”. Başlarına sefillik ve çaresizlik çöktü. Tekrar Allah’ın azabına çarpıldılar. Evet, öyle! Çünkü Allah’ın âyetlerini görmezlikten geliyorlar, peygamberlerini haksız yere öldürüyorlardı. Evet, öyle! Çünkü isyana dalıyorlar ve aşırı gidiyorlardı.” (Bakara 2/61)
“…Üstün olanı daha aşağı olanla değiştirme…” gıdaların karşılaştırılması şeklinde yorumlanmıştır. Bize göre burada karşılaştırılan, tarım toplumu ile avcı toplumdur. Çünkü âyette yer alan istekler, Yahûdileri tarım toplumu haline getirir. Hâlbuki kudret helvası ve bıldırcın avı, onları avcı toplum yapmıştı. Böyle toplumlar, av peşinde koştukları için çok gezer ve yeni şeyler öğrenme konusunda duyarlı ve istekli olurlar. Güvenliklerini de en üst düzeyde sağlarlar. Toprağa bağlı olanların dünyaları toprakları ile sınırlı olur. Gelişmeleri takip edemez, kolayca sömürülürler. “Yerin bitirdiği sebze, hıyar, sarımsak, mercimek ve soğan”ı tercih edenlerin “… başlarına sefillik ve çaresizlik çökmüş….” olmasının sebebi bu olmalıdır. Çölde kalan Yahûdiler ise Calut’u yenerek büyük bir başarı elde etmişlerdi.
Bugünkü Yahudilerde de çoğunlukla avcı toplumu özelliği görülür. Av aletleri artık para; peşine koştukları ise ekonomik değeri olan işlerdir. Dünyanın neresinde önemli bir ekonomik değer üretilirse onları orada bulmak mümkün olur.
Musa aleyhisselam onların talep ettikleri yiyecekleri küçük görmedi, “… İnin bir şehre, orada istediğiniz her şeyi bulursunuz” dedi. Yani istediğiniz yiyecekleri elde etmek için tarım yapmanız gerekmez. Hangi şehre inseniz onları bulursunuz, demiş oldu. Böylece onları, tarım yerine ticarete teşvik ediyordu.
KAYNAK: Abdulaziz Bayındır, Kur’an Işığında Doğru Bildiğimiz Yanlışlar, Süleymaniye Vakfı Yayınları, 3. Baskı, İstanbul, 2010, s: 278-279.