SORU:
Hocamız bir dersinde bir ayette geçen "temarav" kelimesinden bahisle ‘şüpheye düşmediler, şüpheye düşer gözüktüler' ibaresini kullandı ve ardından "şüpheye düşmenin normal" olduğunu söyledi. Ancak başka ayette müminlerin "iman ettikten sonra şüpheye düşmedikleri" (lem yertabu) anlatılıyor. Bu ikisi arasındaki denge ve şüphenin iman karşısındaki konumu nedir?
Tarih: 19 Ağustos 2009
CEVAP:
Şu ayetten bahsediyor olmalısınız:
“Rabbinin hangi nimetinden şüpheye düşersiniz?”. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكَ تَتَمَارَى (Necm 53/55)
Ayet, Allah’ın nimetleri konusunda şüpheye düşülemeyeceğini göstermektedir.
Şüphe iki türlüdür: Biri, bir araştırma sırasında ortaya çıkan şüphedir ki, kişiyi gerçeğe ulaştırır. Diğeri de gerçek belli olduktan sonra onu kabul etmeyip kendini şüpheye zorlamaktır. İşte bu, kâfirin halidir. Bununla ilgili ayetlerden bir kısmı şöyledir:
“Kendilerine o açık ayetler geldikten sonra ayrı düşen ve ihtilaf çıkaranlar gibi olmayın. Böylelerinin payına düşen büyük bir azaptır. O gün nice yüzler ak çıkar, nice yüzler de kararır. Yüzleri kararanlara şöyle denir: “Siz inandıktan sonra kâfir mi oldunuz? Öyleyse kâfir olmanıza karşılık, tadın şu azabı!” Yüzleri ak çıkanlar ise Allah’ın ikramı içinde olacaklardır. Onlar o ikramı sürekli göreceklerdir. İşte bunlar Allah’ın ayetleridir, bunları sana bütün gerçekliği ile okuyoruz. Allah hiç kimseye bir haksızlık yapılmasını istemez.” (Al-i İmran 3/105-108)
Lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız:
www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/zaman-zaman-allahin-varligindan-suphe-duymak-vesvese-midir.html