SORU:
Kur’an’a göre yapılmış 3. talaktan sonra kadının iddet beklemesi gerekir mi, gerekmez mi? İddet bekleme konusunda tespit ettiğim hikmetler şunlardır: Birincisi; 1. ve 2. talakta geri dönüş umudu ve hamilelik ihtimali. İkincisi; 3. talakta hamilelik ihtimali ve kötü zandan kurtuluş (hemen evlendiği takdirde zan beslenebilir). Ayrıca hadis kitaplarından “hul’” dan sonra da 1 ay iddet bekleneceğine dair bilgilere ulaştım. Bu durumda kadının iddet beklemeyeceğine dair delilin, iddia eden tarafından getirilmesi gerektiği söylendi. Bu durumda yardımlarınızı bekliyorum.
Tarih: 16 Mayıs 2011
CEVAP:
Talakla ilgili ayetlerde (Talak, 65/1-2, Bakara, 2/229), birinci ve ikinci boşanmanın iddet süresinin üç kur’ yani üç temizlik dönemi olduğu bizlere bildirilmektedir. Talak Suresinin “Bilemezsin, belki Allah bunun ardından yeni bir durum ortaya çıkaracaktır.” (Talak 65/1) ayetinde ise, iddet beklemenin hikmeti açıklanmaktadır. Talakla ilgili tüm ayetleri (Bakara, 2/229 ve Talak, 65/2) göz önünde bulundurduğumuzda, o ayetlerde anlatılan iddetin, ric’î (dönüşlü) talak için olduğu görülmektedir.
Üçüncü talaktan sonra eşlerin birbirilerine dönmeleri helal olmadığından (Bakara, 2/230), bu durumda kadının üç kur’ iddet beklemesi de gerekmemektedir. Böyle birinin bekleyeceği süre bir hayız dönemidir. Bu da “istibra” yani kadının hamile olmadığının belli olması içindir.
Üçüncü talaktan sonra iddet beklenmesi/beklenmemesi ile ilgili olarak peygamber aleyhisselam’dan çok sayıda hadis rivayet edilmemiş olması da bu konunun ayetlerde gayet açık olmasından dolayıdır. Konuyla ilgili bir hadis şöyledir:
Ebû Amr b. Hafs, Fatıma’yı gıyaben boşamış da vekili ona arpa göndermiş. Fâtıma buna razı olmamış. Fakat Ebû Amr’ın vekili;
— Vallahi senin bizde bir hakkın yoktur; demiş. Bunun üzerine Fatıma, Resülüllah aleyhisselama gelerek bu meseleyi ona anlatmış. Peygamber aleyhisselam: “Senin onda nafaka hakkın yoktur.” buyurmuş ve iddetini Ümmü Şerîk’in evinde geçirmesini emretmiş. Sonra: “Ümmü Şerik ashabımın daima ziyaretine gittikleri bir kadındır. Sen İbn Ümmi Mektûm’un yanında iddet bekle, çünkü o a’mâ bir adamdır. (Yanında) çarşafını atabilirsin! (evlenmek için) helâl olduğun zaman bana bildir!” buyurmuşlar….” (Müslim Talak, 36(1480)
Hadiste görüleceği gibi Peygamber aleyhisselam Fatıma bnt. Kays’a, “git üç kur’ bekle” dememiş, aksine “git, iddetini geçir ve helal olduğunda (yani evlenebileceğin zaman geldiğinde) bana gel” demiştir.
Bu hadisle ilgili olarak İbn Teymiyye şunları söylemiştir:
“Bu hadisin lafızlarında “üç hayız müddeti iddet bekle” ibaresi yoktur. Bize ulaştığı kadarıyla âlimler de böyle bir şey söylememişlerdir. Şayet bu görüş icma ise, bu haktır ve ümmet batıl üzerinde birleşmez. “Üçüncü boşanma sonrası kadının beklemesi gereken süre üç hayız süresi değildir ancak istibra’dır” sözü, şayet bazı âlimlerin görüşü ise, bu taktirde bu görüşü güçlü kılacak bir yön vardır. Şöyle ki: İddet süresinin uzun olması, ric’at hakkının sabit olmasıyla ilgilidir. Yani iddetin üç hayız süresi olması bundandır. Ric’at hakkı olmayanlar, üç hayız süresi beklemez. Kur’an’ın zahirinde bu söze uygunluktan başka bir şey de yoktur.” (İbn Teymiyye, Mecmûu’l-Fetava, c: 32, s: 342)
Hul’ yoluyla kocasından ayrılan kadının durumuna gelince: Bu konu talaktan bahseden Bakara Suresinin 229. ayetinin devamında anlatılmaktadır. Ancak bu olay ayet-i kerimede hul’ veya talak olarak değil, “iftidâ” şeklinde geçmektedir.
Kur’an-ı Kerim ve Peygamber aleyhisselamın sünnetinde iftida, talak sayılmadığından bu yolla eşinden ayrılan kadının da üç kur’ iddet beklemesi gerekmemektedir.
Abdullah İbn Abbas (r.a.)’tan gelen rivayete göre Sabit b. Kays’ın karısı Resûlullah aleyhisselam zamanında Sabit’ten hul’ yoluyla (yani bir bedel karşılığında) ayrılmıştı. Peygamber aleyhisselam ona bir hayız müddeti iddet beklemesini emretmişti. (Tirmizi, Hul’, 10)
Görüldüğü gibi iftidâ sonucu kocasından ayrılan kadının beklemesi gereken süre, bir hayız müddetidir. Bu da kadının hamile olup olmadığının tespiti içindir.
www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/ucuncu-bosanmadan-sonra-kadin-hemen-bir-baskasi-ile-evlenebilir-mi.html